bitmiştir...
Koynumdayken dokunamıyordum sana. Elini uzattığında kıyamıyordum,o narin ellerini incitmek istemiyordum. Dokundun ve bıraktın. Şimdi rüyalarımda her gece dokunmaya çalışıyorum. Ses yok,renk yok,. Yalnızca sen varsın. Karanlığa doğan ay,aydınlığa doğan güneş, gündüzle gelen ışık, geceyle gelen yıldızlar… Söyle meleğim, bir insan cam misali kırıldığında mı daha fazla acı çeker, yoksa yıldızlar birer birer kayıp yüreğine sağlandığında mı? Söyle meleğim, temiz bir yürek sensiz nedir? Söyle meleğim, Tanrı’nın sizi bile terk ettiğini söyle! Korkma, söyle meleğim, gelip geçici heveslerin, gündelik tüketimin kıskacında kıvranan zavallı insanlığa söyle, anlat aşkı, sevgiyi, sevmeyi, anlat satılık tanrılarını,yozlaşmış inançlarını, bozuk düzenlerini, yalancı aşklarını… Yıldızların bir daha kaymayacağını söyle be meleğim… Kusursuz cinnetler biriktirdim cebimde bilmeden ,bazen yaşamak gereksizdir biliyorum. Boşlukta , ölmeye çalışırken ve bir şeyler kan rengindeyken tek kişilik , yalnız ve mutsuz ...