HER KİMSE
En çok güldüğüm zaman neden en çok ağlamak istiyorum, bilemiyorum. Düşlere daldığım anlarda gerçekliğin neden canımı yaktığını da bilemiyorum. Neden ayıramıyorum ki birbirinden? Sanırım hatırıma geliyor yavaştan. Çiçek toplar gibiyim çünkü. Yemyeşil, yok yok sapsarı , hayır kıpkırmızı yoksa her renk mi vardı? Meşe kokusu, gül, karanfil,papatya,sümbül ve daha diğer nice koku duyumsuyorum. Sarı beyaz papatyaların içerisine biraz kırmızı gül katıyorum. Daha başka çiçekler ekliyorum bir bir, renk cümbüşüne hazırlanıyorum. Sonra karar vermek istiyorum hangisi güzel diye. Oysa ki hepsi güzel, hepsi bir , hepsi ayrı, hepsi farklı, hepsi aynı… Kokularını çekiyorum, renklerini hissediyorum, üzerlerinde geziniyorum. Aynalar, şimdi aynalar var etrafta. Binlerce ayna. Beni bana gösteriyor. Kendimle, onlarca,yüzlerce,binlerce kendimleyim. Konuşamıyorum kendimle. Ulaşamıyorum kendime. Eğer onlarca,yüzlerce,binlerce kendimle konuşamayacaksam , telefon neye yarar ki? Bu kadar mı uzaklaşıyor insan ‘k...