Fırsat
Kendi varlığımı kanıtlamaya çalışıyorum. Şimdi eğer ben var isem algılanmam gerekiyor. İnsani koşulara sahip olmalıyım. Bana evet sen varsın diyenlerin var olduğunu kanıtlayabilirsem o zaman ben de varım diyeceğim. Ama ya onlar da yoksa? Dünyaya çalışmak, körü körüne inanıp ardından hiçbir şeye güvenmemek, yok etmek ve akabinde yok olmak üzere gelmiş olamayız. O halde? O halde yokuz demektir sonucunu çıkarıyorum. Saçmalıyor muyum? Bir şeyi yanlış yapıyorsam o halde varlığımı kanıtlıyor olamaz mıyım? Hayatın karşımıza çıkardığı tüm seçimlere bir cevap vererek belki de öyle biz varız diyoruz. Hata yaparak, doğruyu seçerek… Sonunda ödüllendirilerek yada karşılığını hiçbir zaman bulamadan. Fırsatların kendi kaderimizde oynadığı rolün aslında ufacık bir parodiden ibaret olduğunu ve dolayısıyla “fırsat” denilen şeyin aslında siyasal, toplumsal, ekonomik süreçte ortaya çıkarılan insanların algıları sonucu “fırsat” olarak adlandırılan bir kavram olduğunu ve kendi içinde kargaşalık barındırdığı...