FISILTI
Fısıltı…Gözlerini kapadığın anda ortalığı kaplayıveren bir fısıltı…Sessizlik konuşuyor geceleri.Yıldızlar parlaklılarını yarışırcasına sergiliyorlar. Yaprakların hışırtılarını duyabiliyor musun? Ağaçlar fısıldaşıyor,rüzgar şarkı söylüyor,böcekler ellerine çalgılarını almış en tatlı nağmeler eşliğinde raks ediyorlar. Sen uykudayken insanoğlu,özgürlük fışkırıyor dünyanın ve evrenin her köşesinden. Oysa sen uyuyorsun.Geceleri yıldızların altında , gündüzleri resimler çizen bulutların arasında…Oyuncaklar sarılmak istiyor her gece sana.İzin vermiyorsun. Oysaki parmağını bir dokunsan piyanoya, süzülsen tuşların üzerinde , dansa davet etsin tüm insanlığı,sarılıp tekrar kardeş olsan özgürce düşünsen her şeyi, hiçbir fikrin,hareketin,toplumun ve nice ‘yapım’ olan her şeyin etkisinden uzak sadece sen olsan,yapmak istediklerini yapsan…Dans etsen durmadan dönsen,elinden tutsan sevdiklerinin,aşkını haykırsan, Peter Pan olsan Wendy’ini alıp uçsan , Prometheus olsan Kafkas dağlarından uğurlarında Tanrılar’a karşı geldiğin insanları izlerken gülümsesen, bir devrimci olsan,bir peygamber olsan,meleklere sarılsan göğe çıksan bulutların arasında dolaşsan, zenci olsan Afrika’da basit ama doğal bir hayatı yaşasan,kısacası gözlerini açıp bir uyansan…Üretsen keşke resim yapsan,fırçayı eline alıp tuvalin üzerinde dalgalanan darbelerinin yarattığı resmi sergilesen ey insan evladı…
Zaman akar her yere , sola ve sağa. Her şeyin varlığı ona bağlıdır.Ve onları terk etmez.Elde ettiklerinde hak iddia etmez.Sadece bilinmesini istediği şey şudur ki , iyi kullanılmış iki saniye bile bir ömre bedeldir.
Dünyadaki en iyi dilek bile zorlandığında, hiçbir şey elde edilemez.En iyi hakkaniyet zorlandığında, hiçbir şey elde edilemez.En iyi tavır zorlandığında, doğru sonuç vermez ve böylece her zaman insanlar gayret ederler,kanunları tatbik etmek için.Oysa ki suyun akacağı yol bellidir.Gideceği yer bellidir. Yay,cetvel,pergel ve dörtgenler olmadan kusursuz iş çıkaramayanlar eşyanın doğal düzenini zedelerler. Bağlamak için ipe, yapıştırmak için zamka gereksinenler eşyanın doğal işlevlerine müdahale etmiş olurlar.Ve insan zihnini tatmin etmek için törenlerle ve müzikle uğraşanlar,insanın komşusuna karşı yardımseverliği ve vazifeleri üzerine vaaz verenler eşyanın öz doğasını bozarlar.Çünkü şeylerin böyle bir öz doğası vardır,bu bağlamda;kavisli şeyler yaya,düz şeyler cetvele,dört kenarlı şeyler dörtgene,yuvarlak şeyler pergele ihtiyaç duymazlar.Yapışık şeyler zamk, birbirini tutan şeyler ip gerektirmezler.
Sen de anlayacaksın bir gün sevginin sözcükleri gerektirmediğini, yardım etmenin karşılık gerektirmediğini,paylaşmanın zorunluluk olmadığını,elbisenin dış görünüş olmadığını;bir gün anlayacaksın üretmenin verdiği hazzı,özgür yaşamanın her fikrin/etkinin ötesinde senin kafanla ilgili olduğunu,söylemekten çekiniyor olmanın bir gardiyan olduğunu,suyun akışının önüne geçilemeyeceğini… Bir gün sen de anlayacaksın.
Zaman akar her yere , sola ve sağa. Her şeyin varlığı ona bağlıdır.Ve onları terk etmez.Elde ettiklerinde hak iddia etmez.Sadece bilinmesini istediği şey şudur ki , iyi kullanılmış iki saniye bile bir ömre bedeldir.
Dünyadaki en iyi dilek bile zorlandığında, hiçbir şey elde edilemez.En iyi hakkaniyet zorlandığında, hiçbir şey elde edilemez.En iyi tavır zorlandığında, doğru sonuç vermez ve böylece her zaman insanlar gayret ederler,kanunları tatbik etmek için.Oysa ki suyun akacağı yol bellidir.Gideceği yer bellidir. Yay,cetvel,pergel ve dörtgenler olmadan kusursuz iş çıkaramayanlar eşyanın doğal düzenini zedelerler. Bağlamak için ipe, yapıştırmak için zamka gereksinenler eşyanın doğal işlevlerine müdahale etmiş olurlar.Ve insan zihnini tatmin etmek için törenlerle ve müzikle uğraşanlar,insanın komşusuna karşı yardımseverliği ve vazifeleri üzerine vaaz verenler eşyanın öz doğasını bozarlar.Çünkü şeylerin böyle bir öz doğası vardır,bu bağlamda;kavisli şeyler yaya,düz şeyler cetvele,dört kenarlı şeyler dörtgene,yuvarlak şeyler pergele ihtiyaç duymazlar.Yapışık şeyler zamk, birbirini tutan şeyler ip gerektirmezler.
Sen de anlayacaksın bir gün sevginin sözcükleri gerektirmediğini, yardım etmenin karşılık gerektirmediğini,paylaşmanın zorunluluk olmadığını,elbisenin dış görünüş olmadığını;bir gün anlayacaksın üretmenin verdiği hazzı,özgür yaşamanın her fikrin/etkinin ötesinde senin kafanla ilgili olduğunu,söylemekten çekiniyor olmanın bir gardiyan olduğunu,suyun akışının önüne geçilemeyeceğini… Bir gün sen de anlayacaksın.
Yorumlar
Yorum Gönder