Hiç Olmak Kolay Değildir


Bir iğne deliğinden iki iplik geçmez, zira iğnenin deliği tektir. Onun gibi bu kapıya da ikilik sığmaz. Mademki sen senlikten geçip ben oldun o halde hoş geldin, buyur.”

Hz. Mevlana

Toplumun çarkları arasında ezilen bir insanın bu boşluğu ezerek doldurmaya çalışmasına şaşmak, şiddetin ve aşağılamanın doğamızda son derece olağan olduğu gerçeğini görmeye cesaret edememekten kaynaklanan bir cesaretsizlik örneğidir. Üç yaşındaki çocuğunu tekmeleyerek döven bir baba, çocuğuna işkence eden bir anne, gizli kalmış onlarca, yüzlerce, binlerce hayat… Toplum, kendi günahlarının sorumluluğunu almadıkça, ölü doğmuş babalar ve çocukları da asla azalmayacaktır. Bu bilinen bir gerçektir. Bu sorumluluk hepimize ait.  İçeriden anneye vurulan her darbede kapısını kapatıp duymayarak hayatın devam edeceğini zannedenlerin, kardeşini kendisi yerine sürerek bir korkak gibi kaçanların, sokakta karısını doğrarken uzaktan izleyen ama yapacak bir şey yoktu diyerek kendini avutanların… Yüzleşmekten korkan bir acizsindir. Düşüncelerini ve davranışlarını başkalarının yönetmesine izin veren, içindeki kendine ait kur dosyalarını bir türlü çalıştıramayan cinsten bir nevi virüslü insan halisindir. . Bir şey yapamazsın, yetersizsindir. Hiçliğe doğru gidersin. Yok olmaktır hiç olmak, yok sayılmaktır. Acı verir, acı verdikçe, sen sen olursun. Kendini bilir kendine daha çok değer verirsin. Ve seni hiç sayanı hiçe saymayı öğrenirsin. Bencil olursun. Ne de olsa tüm yalnızlar bencildir! Kararsın, iyice içine kapanırsın. Çenen düşer, her şeyi anlatırsın. Çok okursun, çok gezersin her şeyi paylaşırsın. Çevrendekilerin her biri yalan ya da doğru bir parça alır senden. Her kopan parçada gene dağılırsın. Hiç olursun. Var olur ve yok olursun. Ya da öyle zannedersin. Hücrelerin ve ruhun paramparça olur. Sen kendini hem bilirsin, hem tanıyamazsın. Çoktur çevrendeki insan sayısı. Dostluğu gerçekten kavramış bir avuçla ayna görevi üstlenir ve aynılaşırsın. Dokunamazsın kanından olanların tenine. Dokunamazsın yârinin kalbine. Onların gözünde inanılmak istenmeyen, kabullenilmeyendir. Zordur, çok zordur. İnsana hayatı, sevmeyi sorgulatırsın. Bazen hiç tanımasaydım dedirtirsin onlara. Bunu gördükçe de her gün bir kere daha ölürsün. Gerçekten ölmeyi dilersin. Ne kendini değiştirebilmişsindir ne de dünyayı. Yazdığın onca yazı, yaptığın onca mücadele, tüm değerler her şey silinip gitmiştir. Ağlarsın! İçin için ağlarsın! Bir köşeye çekilir taşınmayan dertlerin gözlerden yaş olarak aktığını düşünürsün. Gitmez, bitmez, tuvalette, otobüste, işte, evde, odada her yerde düşünürsün. Sürekli konuşursun. Hiç olmadığını kendine ispatlamaya çalışırsın, fakat sen bir hiçsindir! Bir gün gelecek ve üç yaşındaki çocuğa tekme vurabileceksindir. Hayat acımasız diyebileceksindir. Gözünün içine baka baka yalan söyleyebileceksindir. Sen sen olmaktan çıkacak, başka bir “şey” de olamayacaksındır. Hiçsindir.
Aydın Şelte
08.03.2013

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İsveç Aylığı: Ocak

Derbentçilik

Şelteoğulları (Baba Tarafı Soyağacı)