Şelteoğulları (Baba Tarafı Soyağacı)
Sözcük Anlamı
Öncelikle Şelte’nin sözlük anlamlarına bakalım:
- Ötüken Sözlük`e göre is. İp bükmekte kullanılan kasnağı çevirmekte kullanılan sicim.
- Türkçe sözlüğe göre fi. Bir şeyi veya şeyleri toparlayıp bağlamak anlamında kullanılmaktadır.
- Bölgesel ağızlara göre büyükbaş hayvanlara yüklenen büyük sap yığını. Yine toplamak, örmek ile ilişkili.
- İran`ın Hamse bölgesinde yaşadıklarından dolayı Hamse Türkleri olarak anılan bir boyda kadınların üzerlerine giydikleri kırmızı bir kıyafet adıdır.
- Eski bir Peçenek başbuğunun adıdır.
Bati Avrasya/Kuzey Kafkasya'daki Turkler, Türkçe'nin Kıpçak lehçesini veya Oguz lehcesi ile karismis halini konuşurlar. Örnegin Karakalpakça'da ş>s değişmesi de vardır: söyleş->söyles- gibi... Bu da başbuğun adının veya lakabının Şelte olması anlamına gelmektedir. Peki Şelte etimolojik olarak nedir?
- Farsça, kelimenin asıl kökeni olup orjinali ve anlamı aşağıdaki gibidir:
- çilta: Bir çeşit zırh
- Türkçe'ye şilte olarak ve kılıflı minder anlamıyla
- Kürtçe'ye şelte yatak örtüsü anlamıyla
- İngilizce'ye sırasıyla Ön-Hint-Avrupa dilindeki skel (yarmak) sözcüğünden shield yani kalkan olarak geçmiş
- Gürcüce'ye şalita yani koruma, örtme anlamıyla geçerken
- Lehçe'ye (Polonya) şalas yani kulübe olarak evrilmiş.
DNA Testi
Şimdi parental yani baba tarfımın DNA sonucunu paylaşarak devam edelim.
Y haplogrubu Q. En fazla Amerikan yerlilerinde, daha sonra Tuvalar, Altaylar ve Yakutlar ile bazı Moğol kabilerinde (Ketler), Ural haklarında (Selkup), Yupiklerde, Nivklerde; Orta Asya'da ise Türkmenler'de, Karakalpaklar'da en yüksek olmakla beraber Uygurlar'da görülüyor. Türkiye'deki oranı %2.5. Kafkaslardan doğru indiği DNA göç haritası ile görülüyor.
Tek ve ikili karşılaştırmalarda ise dikkate değer bir biçimde Çerkes halkları Adigeler, Abhazlar; Moğol-Türk olan Tatarlar, Nogaylar; Türki halklar olan Kumuklar, Karaçaylar. Dağıstanlılar, Kimekler ve ayrıca Kırımlı Rumlar, Özbek Yahudileri (Hazar dönemi) yakınlıgına sahip. Bu sonuçlar da tabi ki anne ve baba genlerimin bileşimi. Yüzlerce hatta binlerce yıl içerisinde atalarımın aldığı tüm genlerin bileşimi...
Araştırma
Araştırmaya sözlük anlamları ve bu sözlük anlamlarının karşılaştığı yerlerin geçmişini incelemekle başladım ve bulduğum sonuçları “sözlü” anlatı ile bir araya getirdim. Buna göre kaynakçalarıyla sonuçlar kronolojik sırayla şu şekildedir:
Şelte iki yerde Türk boyları ile ilişkili çıkıyor. Bir tanesi eski Peçenek başbuğu adı “Selte”, diğeri Hamse Türkleri’nin kıyafetlerinde. Peçeneklerin bugün devamı Karakalpaklar olup dil ve genetik olarak hala aynı özellikleri taşımaktadırlar. Türk kavimleri içerisinde Doğu Asya kökenli olan Q haplogrubunun en fazla görüldüğü gruptur.
Bu araştırmadan sonra yeni bir araştırmaya başladım. Buna göre Uygur Kökenli Hamse Mecûsî Kavmin Beyi olan Hamşâ Bey’e; Uygur Lehçesi ile Hamcu Beyi, Hamcuoğlu – Hamşuoğlu / Kıpçak Lehçesi ile Khamşi – Khamşioğlu / Gürcü Lehçesi ile Himşia / Himşiaşvili - Himşia - şivili denmektedir (şivili veya shvili: Oğlu anlamındadır.) Hamşeivili ya da Hamzaoğlu ailesi uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğu’nun valiliğini yapmış ve hala Gürcistan’da bilinen, adına müzesi olan bir ailedir.
Buna göre Şelteoğullar ismi Erzincan Refahiye Altköy (ALTKENDİ ki köyün en eski adı ALPKÖY) dışında Yozgat Akdağ Madenleri'nde, Ankara Polatlı’da, Konya Ereğli’de ve Düzce Kaynaşlı Bıçkıyanı Köyü'nde görülüyordu. Bıçkıyanı köyü ve Akdağ Madenler’de soyismi Hamzaoğulları/Hamzalılar olan bütün aileler kökenlerini Şelteoğulları olarak vermekteydi. Bu durumu sözlü bir anlatı tamamlıyordu: Bundan yaklaşık on beş sene önce, ben küçükken Yusuf dedeme Artvin’den soyismi Hamzaoğlu olan bir aile gelmiş ve akraba olduğumuzu ileri sürmüştü.
İslam sonrası birçok boyun Elazığ-Harput'tan yukarıya doğru Erzincan, Gümüşhane ve Trabzon ve Rize'ye yerleştikleri bilinmektedir. Bunu da yine 1056/1646 tarihli Osmanlı avarız defterlerinden öğreniyoruz. Köy, savaşçılardan teşekkül olup derbentçi (bugünkü korucu) olarak görevlendiriliyor. Bu durum Altköy'ün bilinen tarihi ile de uyumludur. Keza yine dedelerimizden duyduğumuz söylenceler Harput üzerinden geldiğimiz yönündedir.
Anlatılar ve Sonuç
Bir de anlatılar var. Babamın aktardığına göre Harput'tan göçülmüş ve bize Dağ Çerkesi/Kara Çerkes denirmiş. Çerkesler, kendi dillerini konuşmayan bu topluluğu sınıflandırmak için bu şekilde isimlendirmişlerdir. (Çerkes Kimliği Üzerine Notlar tıklayınız) Buna göre Bazılarının Türki dil konuştukları için kendilerinden kabul etmek istemedikleri Karaçay-Balkar halklarının tarihteki adlarından birisi ALAN, diğeri de DAĞ ÇERKESİ ve KARA ÇERKES’tir.
Şimdi bütün bu anlatıları, tarihi belgeleri ve genetik DNA analizlerini karşılaştırmalı bir şekilde okuyunca, tarihten günümüze Türk-Moğol olmakla beraber; bugün Türkçe konuştuğumuzu düşününce Türk kökenli bir soy olduğumuz doğrulanmıştır. Yüksek ihtimalle, Avarlar ile Kafkasya'ya geldiğimizi, daha sonrasında Kıpçak-Kumuk-Balkar/Karacay-Kara Nogay halklari/boyları/federasyonları (bunlar icerisinde gunumuzde Q haplogrubu Kara Nogay ve Balkar halklarinda göruluyor) ile birlikte olup günümüze en yakın ihtimalle Karaçay-Balkar'a yerleştiğimizi ve Çerkeslerle ve de Gürcülerle de uzun süre beraber yaşadıktan sonra Doğu Anadolu'ya son durak geldiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz.
Araştırma verilerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Gençler için önemli bilgileri not düşmüşsünüz.
YanıtlaSil