AVRUPA? SICAK? SOĞUK?

Uzak çok uzak olabiliyor bazen. Bazense, çok yakın… Yakın olduğu zamanlarda yakıyor da, soğuk da kalırsınız ya, kar ayazında elleriniz üşür, sonra sıcacık bir ortama girersiniz ve ellerinizde yanma oluşur. İşte onun gibi bir şey bu da. Tarifi kimi zaman kelime dağarcığımızı zorlayacak derecede rahatsız edebilen bir duygu.
Şu günlerde yurtdışı deneyimini yaşıyorum. Uzun süreli “kendi dilinin” olmadığı bir yerde bulunmanın bana katacağı ve katmakta olduğu ve benden koparmakta olduğu her şeye ilgimi topluyorum. Kafamda tartıp kâğıda dökmeye çabalıyorum. Buraya çalışmak için gelen, ülkesinden kaçan, siyasiler, mülteciler, göçmenler, azınlıklar adına ne derseniz deyin yüzlerce, binlerce, hatta milyonlarca “yabancı”… Geçmişi ve bugünü kirlilikle dolu olan Avrupa burjuvazisi ve onun karşısında yer alan geçmişin Avrupa işçi hareketlerinin kalıntısı sol grupçuklar, liberal – sosyal demokratlar, yeşiller, yeşil sollar, sol yeşiller… Tragedyanın güncel ve gerçek hayatta, tiyatro sahnesi için malzeme oluşturduğu bir ortam burası. Yıllarca sömürdükleri sömürgelerden haklı olarak gelen göçmenlere ne yapılacak? Çalışmak için buraya getirilen Türkler, uzun yıllar ağır ve kötü koşullarda yaşadıktan sonra entegre edilmeme ve entegre olamama sorunlarıyla birlikte nüfusları milyonları aşarak Almanya içinde Türkiye oluştururken ne yapmalı? Siyahî vatandaşlar mı yoksa “zenci” göçmenler mi? Soruna burjuva mı eğilmeli, yoksa günlük mücadele ekseninde dolaşan solcular mı?
Her şeye rağmen geçmişten gelen mücadele deneyimleri ve birikimleri, haklarını elde etmek için. Yani Avrupa Avrupa olmak için çok uğraşmış. Sosyal haklar her halukarda bizim ülkemizin önünde. Sağlık sigortası, işsizlik maaşı, gelir dağılımındaki göreceli adalet, anayasal hukuk düzeninin işleyişi, eyalet sistemi, eğitim sistemi, şehirlerin kurgulanışı hepsi ama hepsi çok planlı ve düzenli oluşturulmuş ve işliyor. Her şehirde şehir kütüphanesi, şehir arşivi, bir zamanlar bizde de olan halkevleri, sağlık ocakları, neredeyse mükemmel ölçüde yapılmış spor kompleksleri… Zengin ve fakir ayrımı neredeyse yapmak imkânsız.
Başta da dediğim gibi, hem sıcak hem soğuk Avrupa... Batıya ait bir kapitalizm ya da batıya ait bir sosyalizm, kısacası içerisinde barındırdıkları aşırı milliyetçi duygu zaman zaman yüzeye çıkmıyor değil. Tüm yabancılar da bunu en yakından hissediyorlar. İşte o gibi durumlarda memleket havadislerini konuşmak, kendi ülkesinden olanlarla birlikte yaşamak, entegre olamama pahasına tercih edilebiliyor. Belki ılık olduğundandır kim bilir?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İsveç Aylığı: Ocak

Derbentçilik

Şelteoğulları (Baba Tarafı Soyağacı)