Kırşehir Usulü Yoğurt Çorbası

“Guzummmm!” diye bağırıyordu başaklar, dövülen deneler un ufak olurken. İnce ince deneler halini alırken buğday, bir bir atladı yeşil mercimek bulunduğu yükseklikten. Suyu ısıtıp harladıkça ateşi “Nörüyon abamm aboov!” diye çığlık atıyordu nohut, yeşil mercimek ile katıldığı kabın diplerinden. Bir kumar masasında yuvarlanan kabuksuz frek küpleri, zar misali şekilleri ile denelerin arasında kendilerine yer açmaya çabalıyorlardı. Altta kalan deneler yeşil mercimek ve nohut ile karıştıkça su yüzeyinde rahat bir nefes alır oldular. Derken aniden ditilmiş patates olanca ağırlığı ile mertledi nefes almaya çabalayan gariplerin üzerine. Kaynadıkça su, gedik kapladı her yanı. Kıyım kıyım edilmiş zehir mi zehir sivri biber alırken aklını patlıcanın, bıçak değdi tenine, soydu bir güzel kabuğunu çırılçıplak etti, bıraktı suyun içine. İyice börtlerken başka bir kapta yoğurt, civcive gebe yumurta, 3 kaşık havasından sıvıyağ ve un essahtan dibine dek karıştırılıp dövülüyordu. Börtlemiş su ve içindekiler, artık biçare halde döküldüler üzerlerine. Sonra koca kap alındı ve Anadolu’nun en kutsal mabedinin üzerine, dört kapının sırlarına vakıf olunacak tek yere, ocağın üzerine konuldu. İyice karıştırıp pişerken, Anadolu’da ekmek kadar hakkı olunur denilen tuzdan bir tutam düştü. O güzel kokusuyla arkadan koşarak gelir nane ve eklenir bu ziyafete. Bu güzel çorba artık servise hazırdır, sokum sokum ekmekle yudulurken deneler eriri mideye, mide sahibi erişir muradına.

Aydın Şelte
07.06.2016

Dene               : Tane
Nörüyon        : Ne yapıyorsun
Aba                : Anne
Frek               : Domates
Ditmek           : Doğramak
Mertlemek     : Zıplamak
Börtlemek      : Haşlamak

Yudmak         : Yemek, içmek

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İsveç Aylığı: Ocak

Derbentçilik

Şelteoğulları (Baba Tarafı Soyağacı)