Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İsveç Aylığı: Haziran

Resim
Şimdiye kadar olumsuz yönleri zaman zaman ağır bassa da İsveç’te yaşadıklarımı aktarmaya çalıştım. Haziran gelişi ile birlikte her yerim yem yeşil olması, güneşin batış saatinin 22:31, alacakaranlık denilen güneşin doğmaya başladığı saatin 00:17, tam gün doğumunun ise 03:42 olduğu ilginç zamanlar yaşamaya başlamıştım. Güneş gerçekten dünyanın enerjisi… Güneşin gelmesiyle bendenizin yataktan uyanması, hareketli oluşu, görece tekrar neşeli bir hale bürünmesi bir oldu. Hiç değilse geç saatlere kadar, havanın da ısınmasının verdiği cesaretle elimde kitap, dergi, gazete ne varsa çimlere uzanıp muhteşem göl manzarası eşliğinde okuyabiliyor, tek başıma da olsa piknik yapıyor, köyün sevilmeyen Arap çocukları ile top oynuyor, ara sıra arkadaşlarla mangal yapmaya gidebiliyordum. Bu ayla birlikte, daha önce ortada gözükmediği kadar insan görünür oldu. Onca ayı dört duvar arasında geçirdikten sonra aslında yalnız olmadığınızı bilmek güzel bir duygu. Haziran ayı ile birlikte muhteşem bir manzara, ...

İsveç Aylığı: Mayıs

Resim
Mayıs ayında yeşil kendisini göstermişti. Beyaz örtü geriye çekilirken, altından yeşermekte olan toprak ortaya çıkıyordu. İleride çiçek ve meyve olarak dönecek tohumlar görünür olmuştu. Hava sıcaklığı gündüz on ile on beş derece arasındayken, gece beş dereceye geriliyordu. Bu sıcaklıklara sevdiğim sıcaklıklar diyebileceğim gibi her geçen gün uzamakta olan gün de bahar ile birlikte muhteşem bir enerji vermekteydi. Kış ile yazın savaşından, bahar ile yazın savaşına doğru geçmiş, daha sıcak ve dengeli bir mevsime doğru ilerliyor olmuştuk. En sık yağmuru da yine bu ayda görmüştüm. Mayıs ayında İsveç sol ve liberal bakış açısını en iyi anlamamı sağlayan cümle ile karşılaştım. Firmamızın her sene dünyadaki tüm şubelerinin teknik çalışanlarının katılımı ile yapılan teknik alışveriş konferansında bir araya gelmiştik. Her konferans sonrası olduğu gibi burada da akşam yemeği ve ardından bol içilen bir akşam yaşanıyordu. Danimarka şube müdürlüğümüzü yapan ve inanın samimiyetine oldukça...

İsveç Aylığı: Nisan

Resim
Nisan ayı nihayet maaşımı aldığım, artık internet bağlantımın olduğu, kar yağışının durduğu ve güneşin “sıcak” yüzünü göstermeye başladığı ay olarak kazındı hafızama. Lars The Graveyard (Mezarlık) lakaplı bir iş arkadaşımın bana söylediği şekliyle bu ay bahar ile kışın savaşı şeklinde geçen bir aydır. Bir gün güneş varsa, ertesi gün bol yağmur, bir sonraki gün kar yağışı ile karşılaşmanız olasıdır. Sıcaklık gündüz yedi sekiz dereceleri buluyor olsa da, hava kararınca tekrar eksi haneleri görmeniz işten bile değil. Bu ay, İsveç medeniyeti ve demokrasisin üzerinde yükseldiği bazı gerçekleri ilk ağızdan öğrenme imkânım oldu. Soy ismi Keskitalo olan bir iş arkadaşıma, soy isminin İsveççe olup olmadığını sormamla bu gerçeklerin iplik söküğü gibi dökülmesi bir oldu. Öncelikle size İsveç “ırkını”, sonra halkını anlatmam gerekiyor. İsveç “ırkı” dediğinizde bahsettiğiniz şey aslında bir Cermen halkıdır. Öyle ki başka bir Cermen kökenli halk olan şımarık kız kardeş İngilizlerin ve büyük a...

İsveç Aylığı: Mart

Resim
Mart ayında yaşadıklarımı aktarmadan önce, Ocak ve Şubat aylarında yaşamış olduğum(uz) bir iki vakayı anlatmam gerekir. İlki, benim için oldukça önemli olan Tromso gezisine çıkmadan önce kız arkadaşımla yaşadığımız; diğeri ise İsveç’e geldiğimden beridir ilk defa Türkiye’ye doğru tek başıma çıktığım unutulmaz yolculuklardır. Yaşadığım yer malumunuz Hagfors adlı bir şehir. Komün diye geçiyor. Hagfors’a bağlı Uddeholm, Ekshärad, Råda gibi köyler var ve toplam nüfus on bin civarında. Herkesin arabası olduğu ve şehre (Karlstad) sürekli gidip gelmeyi gerektiren bir durum olmadığı için otobüs seferleri de çok seyrek. Yaşadığımız durumu detaylıca anlatmak gerekirse şöyle verebilirim. Perşembe sabah 11.35’te Oslo’dan Tromso’ya uçağımız var. İşin aslı Hagfors – Oslo havaalanı arası iki yüz beş kilometre, fakat bu arka yoldan arabanız var ve tabi ki karanlık ve karlı tek gidiş – tek geliş yolda sürebiliyorsunuz.  Yeri gelmişken belirtmekte fayda var, İsveç ve Norveç’te bol yamalı, tek g...

İsveç Aylığı: Şubat

Resim
Ocak ve Şubat ayları İsveç'te havanın en soğuk olduğu aylar. Hava sıcaklığı ortalaması ise bu iki ay süresince benim şehir Hagfors için ortalama en düşük -7, ortalama en yüksek 2 derece olarak seyrediyor. Aralarda birkaç kez -20 civarlarını ve en yüksek de 4 dereceyi gördük. Şubat ayı hayatımda ilk defa yaşadığım kepek problemimin de ayrıdır aynı zamanda. Bunun nedeni ise aşırı derecede kuru olan hava. Burada eğer hava soğuyor ve bu hava derinizi yakıyorsa bir anda, bu Sibirya’dan gelen kuru hava anlamına gelirken, kademeli ama daha uç soğuklar biraz da nemle birlikte kutuptan geliyor demektir. Neden Värmland mi? Värmland, sıcak ülke demek olduğu için bu soru yerinde bir soru ve cevabı ise Avrupa Birliğinin en büyük gölü Vänern ve ona bağlanan yine Avrupa'nın en uzun nehirlerinden birisi olan Klarälven’in okyanustan taşıdığı sıcak hava dalgalarıdır. O nedenle görece İsveç’in en sıcak bölgesi burasıdır. Sadece bu dalga geldiğinde, rüzgârda da bir artış olabilir ki bu yağmurla o...

İsveç Aylığı: Ocak

Resim
9 Ocak 2017 Pazartesi İstanbul’da kar fırtınasının olduğu, birçok uçuşun iptal edildiği ve en önemlisi, ayrılık acısı ile beraber, aldığı çok kötü bir haberin yıkımını yaşayan bir parçamı arkamda bırakarak İskandinavya’ya adım attım. İskandinavya diyorum, çünkü yaşadığınız yere bağlı olarak İskandinavya’da Oslo Gardermoen, Stockholm Arlanda, Göteborg Landvetter, Kopenhag Kastrup havalimanlarından birisini seçmeniz yararınıza olacak. Örneğin İsveç’in kuzey, güney veya direkt batısına gelecekseniz Stockholm doğru adresken, doğusu için Oslo’yu tercih etmelisiniz. Orta kısım için Göteborg ne kadar uygunsa, en uç güney için Kopenhag’dan Malmö’ye geçişiniz daha rahat olacaktır. Bu yaklaşımla, uçuşum Oslo’ya gerçekleşti. Çalışmak üzere geldiğim firma 2018 senesinde üç yüz ellinci yılını kutlayacak olan Uddeholms AB. Geçmişte demir madenlerinin bulunduğu, bölgedeki dört eski maden işletmecisi ve demir çelik üreticisinin oluşturduğu ASSAB firmasını 1976 senesinde satın alan, dünyanın en büyü...

Gelecekten Geçmişe Geçmişten Bir Gün

Resim
Saçını tarıyordu. Hep zaten böyle düzenli biriydi. Çok dikkatli ve titiz davranırdı. İşini de böyle yapardı. Bütün notları aynı hizada dizilmiş, düzenli, tertipli, sıralı ve temiz bir haldeydi. Pek konuşmaz, konuşunca da tane tane, sakince, uzunca düşünerek konuşurdu. Kierkegaard'ın Korku ve Titremesi'nin senaryolaştırıldığı yegâne teokratik ülkeyi, varoluşu çekinmeden dert eden, bunu felsefi okumalar üzerinden yapan çalışmaları İslam ve sosyalizm ile harmanlayan, ama ne yazık ki dört kapının ilkinde bir yönetim biçimi kılıp hakikati aramayı bırakan, kökleri çok eski bir ülkeden geliyordu.  Yeni köklerini salıp salmayacağını bilmediği bu topraklarda, geçmiş ile geleceğin birleşip birleşmeyeceği sorunsalında bir sarkaçtı kafası. Mutlu olmanın emek ve üretimden geçtiğini anlatamadığı diyarlardan, anlatırken yabancı kaldığı diyarlarda hiç susmayan bir Akdenizli ile aynı odayı paylaşıyordu. Akdenizli, her yıl gezginler tarafından ziyaret edilmekten çıkmış, turistler tarafın...